Lütfen bir dil seçiniz
deutsch türkçe
Şuanda burdasınız | Anasayfa - Psikiyatri - Hastalıklar

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu:


Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu genellikle okula henüz başlamayan çocuklarda görülen bir rahatsızlıktır. Belirtileri üç gruba ayrılmaktadır.
1) Dikkatsizlik:
Çocuklarda dikkat eksikliği genellikle okul döneminde keşfedilir. Çocuğunuz ev ödevini veya günlük işlerini tamamlamak istemiyorsa ya da başka sürekli farklı aktiviteler istiyorsa, dikkat eksikliği bozukluğu söz konusu olabilir.
2) Dürtüsellik (İmpulsivite):
 Yerine oturduğunda sürekli bir şeylerle oyalanmak ister.
 Sık sık ayağa kalkar ve etrafta koşup yürümek ister.
 Sürekli huzursuz davranışlar sergiler ve bir yerlere tırmanmaya çalışır.

3) Aşırı Hareketlilik (Hiperaktivite):
 Sabırsız davranışlar sergiler.
 Sürekli konuşmak ve birilerinin kendisine sürekli ilgi göstermesini ister.
 Sürekli karşı tarafa sorular sorar.
 Karşı tarafın sözlerini sıkça keser ve muhabbet arasına girer. Bu durum genellikle sosyal ortamlarda ve çalışma hayatında sorunlara neden olur.
 Uygunsuz zamanlarda sohbet etmek ister

Akut Stress bozukluğu ve Uyum Bozuklukları:

Stresin sebep olduğu psikiyatrik bir rahatsızlık olan uyum bozukluğu, herhangi bir stres etkenine tepki olarak 3 ay içinde gelişen duygusal ve davranışsal tepkiler olarak tarif edilir. Psikiyatrik açıdan uyum bozukluğu tanısı koymak için belirtilerin yas süreci ile bağlantılı olmaması gerekir. Hastalık çoğu kez stres etkenleri ya da strese bağlı sonuçlar ortadan kalktıktan sonra 6 ay içinde sonlanır. 6 ayı aşan durumlarda kronik uyum bozukluğu söz konusudur.

Anksiyete Bozukluklar (Korku ve Sıkıntılar ,fobi, panik atak vs):

Anksiyete canlılarda gerilim, sıkıntı, korku ve kaygı hissinin yaşanmasıdır. Bir kesim araştırmacı anksiyeteyi iç çatışma sonucu ortaya çıkan bir güdü olarak kabul ederken bir başka grup da öğrenilmiş bir davranış olarak değerlendirmektedir. Anksiyete nedir sorusununa bir başka cevap da canlıların çevreye uyum çabasında savunma mekanizmasının içgüdüsel koruyucu tepkisi olarak verilebilir.

Panikatak
Temel özelliği, aniden ortaya çıkan ve zaman zaman tekrarlayan, insanı dehşet içinde bırakan yoğun sıkıntı ya da korku nöbetleridir. Hastalarımızın çoğu zaman “kriz” adını verdiği bu nöbetlere biz PANİK ATAĞI diyoruz.
Panik Atağı, birdenbire başlar, giderek şiddetlenir ve 10 dakika içinde şiddeti en yoğun düzeye çıkar; çoğu zaman 10-30 dakika (seyrek olarak da 1 saate kadar) devam ettikten sonra kendiliğinden geçer.

Fobi:

Özgül fobiler, eskiden basit fobi olarak da bilinen, bazı durumlar veya nesnelerden duyulan mantıksız/aşırı korkudur.Hayvan fobisi, yükseklik korkusu, kann ve yaralanma fobisi, uçak korkusu, gök gürültü korkusu, yalnızlık fobisi, klostrofobi, yutma fobisi v.s.

Duygudurum bozuklukları ( Depresyon, Distimi ve Bipolar v.s):


Distimi:
Distimi, süregen gidiş gösteren, kronik bir depresyon türüdür. Şiddeti, major depresyona göre daha hafif olmakla birlikte, uzun sürmesi, kişinin yaşamını oldukça olumsuz etkiler. Distimi tanısı için en az iki yıl süren depresyon belirtileri, sinsi ve yavaş başlangıç ve kronik gidiş gereklidir.

Depresyon:

Bir kişi için depresyonda denildiğinde, bir çeşit ruhsal çökkünlük halinde olduğu anlaşılmaktadır.
(1) duygusal olarak üzgün, mutsuz, kederli hissetmesi değil ama yanı sıra
(2) düşünce olarak durumuyla ilgili ümitsizlik, çaresizlik ve karamsarlık içinde olması, kendini bu durum içinde yetersiz ve değersiz olarak algılaması ve hatta intiharı çözüm olarak görmesi,
(3) davranış olarak kendini toplumdan soyutlaması, içine kapanması, giderek durgunlaşması, hiçbir şeyden zevk alamaması ve isteksizlik göstermesi ve
(4) bedensel olarak uykusunun ve iştahının bozulmasıdır.

Bipolar bozukluk:

İki uçlu bozukluk (bipolar bozukluk, eski adıyla manik-depresif hastalık) iki ayrı hastalık dönemleriyle karakterize bir ruhsal bozukluktur. Bu hastalık dönemlerinden bir tanesinde taşkınlık (mani), diğerinde ise çökkünlük (depresyon) bulunmaktadır. Birbirlerine zıt gibi görünen bu iki hastalık dönemi yatışma ve alevlenmelerle seyreder. Hastalık dönemleri dışında ise hasta hemen tamamen normale döner. Bazı hastalarda ise günlük yaşamı kısmen etkileyen kalıntı belirtiler görülmekle birlikte, hastalar düzelir.

Tükenmişlik Sendromu (Burnout Sendromu):

Kendinizi sürekli yorgun hissediyor musunuz Enerjinizin hızla tükendiğini, ancak yerine aynı hızla koyamadığınızı mı fark ettiniz?Önünüzü göremeyecek kadar yoğun mu çalışıyorsunuz? Belli bir nedeni olmaksızın kendinizi huzursuz mu hissediyorsunuz? Üzerinizdeki baskılar nedeniyle duygularınızda hızlı değişmeler oluyor mu? Hiçbir şey yapamayacak kadar isteksiz ve halsiz misiniz?

Demans (Bunaklık-Unutkanlık):

Demans nasıl ilerler? Demans belirtileri ortaya çıkarken Tehlike sinyallerini hangi evrede fark etmeye başlarsınız? Demans evreleri, beyinde fiziksel değişimleri kapsadığı için genelde fark edilebilir belirtilerden çok daha önce başlar.
Evreler:
1) Bilişsel Bozukluk Yoktur
2) Çok Hafif Bilişsel Bozukluk
3) Hafif Bilişsel Bozukluk
4) Orta Derece Bilişsel Bozukluk
5) Orta Derece Şiddetli Bilişsel Bozukluk
6) Şiddetli Bilişsel Bozukluk
7) çok Şiddetli Bilişsel Bozukluk

Travma Sonrası Stres Bozukluğu:

Birçok kişi hayatının herhangi bir döneminde sevilen birinin kaybı, ölüm, ciddi hastalıklar, kazalar, doğal afet veya darbe gibi travmatik olaylar ile karşılaşmış veya yaşamıştır. Zaman içerisinde bu yas dönemi geçer, acı azalabilir ve hayat normal seyrine dönebilir.
Çoğu insan bu travmatik olayları yardım almadan atlatabilir. Fakat bazı insanlar bu kadar şanslı olmayabilir. Bu travmatik olayların aylar hatta yıllar geçse bile üzerinden etkisini atamayabilirler. Travma sonrasında aşırı kaygı ve stres duymaya devam edebilir ve hatta depresyon geçirebilirler. Kişiyi aşırı derecede korkutan, dehşetler içerisinde bırakan, çaresizlik yaratan çoğunlukla beklenmedik bir şekilde gerçekleşen olayların kişilerde meydana getirdiği psikolojik etkiler ruhsal travma olarak adlandırılabilir

Şizofreni:

Şizofreni kişinin düşünce yapısını, davranışlarını, duygularını ifade etme şeklini, gerçeklik algısını ve diğer insanlarla kurduğu ilişkilerini etkileyerek bu eylemlerde bozulmaya yol açan ciddi ve kronik bir akıl hastalığıdır.
Somatoform Bozukluklar (Psikojen Kökenli Cilt Hastalıkları, Ağrı algısı v.s.):
Somatoform bozukluklar“ kavramı, çeşitli ruhsal hastalıklardan oluşan bir grubu ifade eder. Belirleyici özelliklerinden biri, belirsiz bedensel rahatsızlıklardır. Buna göre bazı hastalar birbirinden farklı çok sayıda belirsiz bedensel rahatsızlıktan muzdariptir. Bu hastalar örnek olarak ağrılardan, hazımsızlıktan (örneğin ishal) ve kalp/dolaşım rahatsızlıklarından (örneğin kalp çarpıntısı) şikayet ederler. Bu rahatsızlıklar çoğunlukla uzun yıllar sürer

Cinsel işlev bozukluklar:

Dünya genelinde yapılan araştırmalar her 3 insandan en az bir tanesinin yaşamının belli bir döneminde cinsel işlev bozukluğu yaşadığını ortaya çıkmıştır.Cinsel işlev bozuklukları kadınlar ve erkekler açısından farklılık gösterir, 'vajinismus' kadınlara özgü bir cinsel istek bozukluğu iken; 'erektil işlev bozukluğu' ise erkeklere özgüdür.
Erken boşalma, geç boşalma, iktidarsızlık (erektil disfonksiyon), vajinismus gibi cinsel sorunların tanı ve tedavi yöntemleri.

Madde ile İlişkili Bozukluklar ( Alkol, ot, Kokayın v.s.):

Psikoaktif madde bağımlılığı dünyanın gelişmiş, gelişmemiş birçok ülkesinde önemli toplumsal, ekonomik ve sağlık sorunları oluşturmaktadır. Bunlardan en yaygın olanları alkol ve sigaradır. Daha az yaygın olanlar arasında esrar, opium ve türevleri, kokain, benzodiazepinler, amfetamin gibi uyarıcılar sayılabilir.

Obsesif Kompulsif Bozukluklar (OKB=Takıntı):

Obsesyon

Kişinin zihnine girmesine engel olamadığı, zihninden uzaklaştıramadığı düşünce, fikir ve dürtülerdir. Kişinin isteği dışında gelirler, kişi tarafından mantıkdışı olarak değerlendirilirler ve yoğun sıkıntı ve huzursuzluğa yani anksiyeteye neden olurlar.

Kompulsiyon

Obsesyonların neden olduğu yoğun sıkıntı ve huzursuzluğu azaltmak ya da ortadan kaldırmak üzere yapılan yineleyici davranış ve zihinsel eylemlerdir.

Kişilik Bozukluklar:

Kişilik bozukluklarına maruz olanların kötü bir yanı, kendi kendilerine psikolojik bir yardım talep etmemeleridir. O, içinde bulunduğu kişilik bozukluğu ile günlük hayatı, gerçekleri çok farklı algılamakta ve sorunun kendi bakış açısında olduğunu fark etmemektedir. Burada kişilik bozukluğu hastasının yakınlarına çok iş düşmektedir.



Son yenileme: 02.06.2019 - 17:14 Uhr

Dr. med. Ali Erdogan