Lütfen bir dil seçiniz
deutsch türkçe
Şuanda burdasınız | Anasayfa - Nöroloji - Hastalıklar
Karpal Tünel Sendromu (KTS):

Koldan gelen bir sinir ve kas bağları el ayasının tabanında, bilek bölgesinde dar bir kanal ya da tünelden geçerek ele ulaşır. Bu dar kanala Karpal Tünel adı verilir, karpal tünelin içinden geçen sinir ise Median Sinir olarak adlandırılır. Karpal tünel sadece median sinir ve kas bağlarının sığabileceği kadar bir genişliğe sahiptir. Kanal içinde yer kaplayan herhangi bir oluşum ya da şişlik içindeki dokuların sıkışmasına neden olur. Median sinirdeki bu sıkışma sinirin uyardığı bölgelerde uyuşma ve keçelenme şikayetleri ile kendini belli eder. Median sinirin karpal tünelde sıkışması ile ortaya çıkan bu tablo Karpal Tünel Sendromu olarak adlandırılır.

İnme (Felç):

İnme (felç) (İngilizce: stroke), beyin kan akımının bozulması sonucu oluşur. Nasıl ki kalpte bu olay olursa kalp krizi diyoruz. Buna da bir yerde beyin krizi diyebiliriz. Bozulan kan akımı sürekli olursa beyin hücreleri canlılığını koruyamaz ve kalıcı beyin hasarı oluşur.

Epilepsi (Sara) :

Çoğu insan epilepsiyi, hastanın yere serilmesine, kontrol edilemez biçimde titremesine, ağzının köpürmesine ve işemesine neden olan nöbetlerin oluşturduğu bir hastalık olarak bilmektedir. Eski Yunanlılar böyle bir kişiyi cin tuttuğuna inanırlardı. Ve bu sözcüğün kökeni de buradan gelmektedir: Yunanca'da "yakalanma veya hücuma uğrama" anlamına gelmektedir.
Hiç şüphesiz, bir nöbet sırasında (bazen sara veya atak da denir) hasta çeşitli vücut işlevleri üzerindeki kontrolünü kaybetmektedir: bazıları kaslarının kontrolünü kaybeder, diğerleri düşünme süreci ya da mesaneleri üzerindeki kontrolünü kaybeder... Bunun nedeni beyindeki bir bozukluktur.
Epilepsie nöbeti:
Bir epilepsi nöbeti en iyi biçimde, beyinde ani bir fırtına olarak tanımlanabilir. Beyindeki milyonlarca hücre arasındaki bağlantı ağında geçici bir arıza olur. Bu beyin hücreleri sürekli olarak bilgi alışverişinde bulunmaktadır. Normalde bu, planlı bir biçimde gerçekleşir. Epilepsi hastalarında ise, büyük beyin hücresi grupları bazen birbirleriyle bilgi alışverişini ayni anda başlatmaktadır. Ortaya çıkan bu kargaşa da bir epilepsi nöbetini doğurur. Ancak, beyin kendi düzenini geri kazanma yeteneğine sahiptir. Dolayısıyla, nöbet yavaş yavaş kaybolacaktır. Ancak bazı hastalarda nöbetler daha uzun sürebilmektedir.

Menenjit:

Menenjitin en sık bulgusu baş ağrısıdır. Baş ağrısının sebebi kafa içerisindeki basıncın artması ve beyinde ağrı oluşturan bölgelerdeki iltihaptır. Kafa içi basıncının artması durumunda bulantı, kusma, bulanık görme gibi yakınmalar da ortaya çıkar. Geç dönemde bilinç durumunda değişiklikler gibi nörolojik kayıplar da ortaya çıkabilir.

Migren:

Sıradan bir baş ağrısı olmayıp tedavisi mümkün nörolojik bir hastalık olan migren, doktora en fazla başvurulan rahatsızlıklardan biridir. Migren hormonlarının aktif olduğu genç yaşlardaki kadınlarda görülme sıklığı erkeklerin üç katına ulaşmaktadır. Kadınların yaklaşık % 20'sinin, erkeklerin ise % 8'inin migrenli olduğu bilinmektedir. Migren baş ağrısı, zonklayıcı ya da keskin olarak özellikle şakak bölgesinde sabit olur.

Gerilim Baş Ağrısı:

Gerilim tipi baş ağrısı çok sık karşılaşılan bir ağrı türüdür. Gerilim baş ağrısını birçok faktör tetikleyebilir. Bu faktörler, çevresel faktörler, hava değişimi, stres, psikolojik sorunlar, travma, sürekli hareketsiz oturma, ekonomik sıkıntılar ve kişinin yaşamında yaşanan büyük değişimler olarak sıralanabilir. Baş, boyun ve yüzdeki kasların gerilmesi nedeni ile ortaya çıkan gerilim baş ağrısı oldukça şiddetli bir ağrı türüdür.

Fibromyalji:

Uyku bozukluğu, kaslarda yaygın ağrı ve hassasiyet, aşırı yorgunluk, halsizlik ve sabah tutukluğu ile kendini belli eden kronik yumuşak doku romatizmal ağrı sendromudur. Özellikle vücudun belli noktalarından aşırı hassasiyet ile kendini belli eder. Toplumun yüzde 3’ünde görülen fibromiyalji sendromu hastaların yaşam kalitesini olumsuz etkilemektedir. Romatizmal hastalıklar içerisinde en sık karşılaşılan ikinci hastalık olan Fibromiyalji kadınlarda erkeklere göre üç kat daha sık görülmektedir.

Alzheimer Hastalığı:

Dünyada 30 milyona yakın Alzheimer hastası bulunuyor. 2050 yılında bu sayının 80 milyona ulaşacağı öngörülüyor. Alzheimer, kişinin yaşam kalitesi ve süresini düşüren hastalıklar arasında ilk sıralarda yer alıyor. Erken teşhis, gerekli önlemlerin alınması ve doğru bir planlama ile kontrol altına alınabiliyor. Erken teşhis için ise zihinsel aktivitenin gün gün izlenmesi büyük önem taşıyor.

Parkinson Hastalığı:

Parkinson hastalığı dopamin üretimi ile görevli beyin hücrelerinde meydana gelen kayıp sonucu oluşan motor sistemi hastalıkları grubuna ait bir sağlık problemidir. Parkinson hastalığı kademeli olarak ilerleyen bir hastalıktır. Hastalık el, çene, bacak, yüz, ve kol titremesi ile başlar. İlerleyen dönemlerde bu parkinson belirtileri kötüleşir, hastada yürüme zorluğu, konuşma zorluğu gibi günlük ihtiyaçların görülmesini engelleyecek hareket bozuklukları meydana getirir. Hasta kendi ihtiyaçlarını gideremez ve bakıma gerek duyar.

Multipl Sklerosis (MS):

MS kişinin bağışıklık sisteminin miyelin (myelin) adı verilen ve sinirleri koruyan yağlı materyale saldırması sonucu oluşmaktadır. Bu koruyucu madde olmadığı zaman sinirler zarar görür ve yaralar oluşur. Miyelin tahrip edildiği zaman beyin doğru düzgün sinyaller gönderemez. Sinirler de doğal olarak düzgün çalışmaz.

Yüz Felci ve Yüz Ağrısı:

Yüz felci fasiyal sinir hasarı sonucu görülen klinik bir tablodur. Yüzün bir yarısındaki kaslar düşer veya zayıflar. Göz kapağı, ağız hareket ettirilemez. Yüz felci sebep olan faktöre göre kalıcı veya geçici olabilir.

Polinörepati:

Polinöropati vücuttaki sinirlerin işlevlerini kaybetmesine neden olan bir hastalıktır. Vücudumuzdaki her organ (kalp, deri, göz, bağırsaklar, kaslar, mesane vs) beyin ve omurilikten uyarılar olarak normal işlevlerini sürdürür. Bu uyarılar beyin ve omurilikten çıkan sinirler tarafından sağlanmaktadır. Sinirlerin görevi gelen elektriksel uyarıları hedefine ulaştıracak kimyasal ve elektriksel değişimleri sağlamaktır. Sinirler işlevini oldukça karmaşık biyokimyasal reaksiyonlar sayesinde yerine getirmektedir. Bu karmaşık reaksiyonları engelleyebilecek kimyasal veya yapısal değişiklikler uyarıların hedefine ulaşmasını engellemektedir. Bu durumda hastada kas sinirinde hasar oluşması durumunda güç kaybı, deri duyusunu alan sinirlerde hasar oluşması durumunda uyuşma, duyu kusuru ve dengesizlik, göz sinirinde bir sorun oluşması durumunda çift görmeler, yüz sinirinde bir sorun oluşması durumunda yüz felçleri oluşur. Kısaca polinöropatide tutulan sinirin işlevini kaybetmesine bağlı değişik nörolojik kayıplar oluşmaktadır.




Son yenileme: 02.06.2019 - 16:59 Uhr

Dr. med. Ali Erdogan